DÜŞÜNCENİ DEĞİŞTİR HAYATIN DEĞİŞSİN

*Gözde ALBAYRAK

İnsan hayatını değiştirmek istiyorsa ilk önce düşüncelerini değiştirmesi gerekir. Peki, nasıl değiştiririz düşüncelerimizi?

İşe ilk önce bilinçaltımızı tanıyarak başlamalıyız. Bilinçaltı, beynimizin bir parçasıdır. Aslında bilincin emrinde çalışan bir mekanizmadır. Bilinçaltı biz farkında olmadan bilincimizin dışında hareket eden ve bütün olayları bir kamera gibi kaydeden ve bu kayıtları bilince yönlendiren bir parçadır. Gün içerisinde yapmış olduğumuz davranışların, içine bulunduğumuz durumların ve yaşamış olduğumuz duyguların çoğu bilinçaltının kontrol mekanizması sayesinde gerçekleşir.  Bilinçaltı sayesinde nefes alıp verdiğimizi biliyor muydunuz? Biz bu yüzden bilinçaltını saf bir çocuğa benzetiriz çünkü 0-6 yaş arasında edindiğimiz tüm bilgiler burada saklanır. Ve bilinç- bilinçdışı ilişkisiyle bilinçaltındaki duygular açığa çıkar. Bu yüzünden çocukların 0-6 yaş dönemleri çok önemlidir. Bir bebeğin yürümeyi öğrenmesi, herhangi bir müzik aletini çalmayı öğrenmek vb. yeteneklerin hepsi bilinçaltı sayesinde gerçekleşmektedir. Bilinçaltı öğrenilen bu bilgileri alışkanlık haline getirir ve ilerleyen zamanlarda bu bilgileri otomatik bir şekilde yapar.

Peki, bilinçaltını değiştirebilir miyiz? Evet, NLP yöntemi ile bilinçaltımızı değiştiremesekte onları doğru yönlendirebiliriz. Nedir bu NLP yöntemi? NLP’nin açılımını yapacak olursak Neuro Linguistic Programming yani beyin-dil programlama yöntemidir. Artık adını sıklıkla duyduğumuz NLP, zihnin işleyişiyle ilgili yetmişli yılların sonlarına doğru Amerika da geliştirilmiş bir modeldir. Psikoloji, nöroloji gibi bilimlerin ışığında geliştirilen bu metod; terapi alanlarının dışında eğitim, spor, sağlık gibi alanlarda da kullanılmaya başlanmıştır. NLP yöntemi tamamen bilinç- bilinçdışı ve bilinçaltı kavramlarından oluşur. Buradaki sihirli kelimemiz ise hedefi tam on ikiden vurmaktır. Ne istediğimizi net kesin çizgilerle belirlemeliyiz. Bunu belirlerken en önemli madde güvendir. İnsan kendine güvenirse her şeyi yapabilecek güce sahiptir. Ve yapabilecekleri şeyleri sık sık dile getirmelidir. Çünkü bilinçaltı koyulan kurallara göre hareket eder. Bilinç ona hangi emri verirse o duyguları açığa çıkarır. Demek ki işin en önemli kısmı bilincin doğru kodları vermesidir.

Yasalarımızı kendimiz koyarız ve bilinçaltı da bu yasalara boyun eğer. İnsan kendi kendini sınırlandırır. Aklınızdan geçen her şey er ya da geç ortaya çıkar. Kendimizi ne ile ve nasıl tanımlarsak öyle olmaya meylederiz. Düşündüğümüz şey yavaş yavaş bilinçaltında kalıplaşır ve gerçek bir deneyimle kendini gösterir. Kuralları insanlar koyar bilinçaltı ise uygular.

Örneklerle açıklayacak olursak; cereyanda kaldım kesin hasta olacağım veya ben bu sınavı asla geçemem gibi cümleler kurarsak bilinçaltından bu kodlar açığa çıkar. Bunun nedeni cereyanda kalan insanların hasta olması değildir. Bunun nedeni sadece insanların kendi sınırlarını belirlemesi ve kendini bu sınırlara hapsetmesidir. Kurtuluş savaşında yaralı askerlere ilaç yetmediği için ilaç yerine su enjeksiyon edildiğini ve yaralı askerlerin iyileştiğini duymayanımız yoktur sanırım. İşte tam bu noktada yukarıda bahsettiğimiz bilinçaltına verilen emirlerin inanmayla yakından ilişkisi olduğu net olarak anlaşılmıştır.

NLP yönteminde Bilinç süvariye bilinçdışı ise ata benzetilir. Süvari eğer doğru yönlendirilmezse at başı boş şekilde istediği yöne gider ve bilinçaltında en baskın olan duyguları açığa çıkarır. Bu yüzden süvarimizi hedefe tam gidecek şekilde yönlendirmeliyiz ki at bilinçaltından o duyguyu açığa çıkarsın. İnsanlar o kadar muazzam yaratılmıştır ki söylemleriyle davranışlarıyla inançlarıyla hayatlarını değiştirebilecek güce sahiptir.